Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Erken Yaşta Müzik Eğitimi ve Önemi

Resim
Günümüzde en çok sorulan sorulardan biri de müziğe hangi yaşta başlanmalıdır. Çocukların müziğe karşı doğal bir ilgileri ve yeteneği vardır.  Bu yetenek anne karnında başlar ve  evrenseldir.  Müzik eğitimine küçük yaşlardan başlandığı zaman çocukların hayatlarında olumlu etkiler görülmektedir. Bebekler iki yaşana kadar müziğe minik tepkiler verirler daha sonra müziğin ritmine göre el ve ayakları ile eşlik etmek isterler. Genellikle bu yaşlarda daha çok dinleme ve taklit etmeyi tercih ederler. İki, üç yaşından sonra daha çok şarki söylemeye eğilim gösterirler.  Erken çocukluk döneminde küçük kas hareketleri gelişemeye başladığında ise piyano eğitimine başlanabilir. Müzik eğitimi sadece enstrüman öğrenmek için yapılan bir eğitimden daha çok, çocukların ruhsal, bedensel ve zihinsel sağlıklarını koruma özelliğine sahip olduğu için erken yaştan başlanmalıdır.                                 Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar erken yaşta müzik derslerinin çocukların hafıza 

YABANCI DİLİN ÖNEMİ

Resim
YABANCI DİL ÖĞRENMENİN ÖNEMİ VE FAYDALARI Her dilin kendine ait ritim ve ruha sahip farklı elementleri ve aynı zamanda kendi içinde tanıdığı kültürel öğeleri vardır. Kısacası, her dil bir zenginliktir. Bundan 10 sene öncesine kadar İngilizce veya herhangi bir dili akıcı bir şekilde konuşabilmek bir zenginlik sayılırken günümüzde görüyoruz ki özellikle İngilizce bilmek Türkçe bilmek gibi doğal bir şey olarak algılanmaktadır ve ikinci hatta 3. diller tercih sebebi olarak gösterilmektedir. Bu diğer diller de şirketlerin iş yaptığı ülkelere veya bulunduğu sektöre göre belirlenmektedir. Bu da demek oluyor ki iş hayatında başarılı olabilmek ve yüksek kariyer hedeflerine ulaşabilmek için mutlaka erken yaşlarda İngilizce eğitimine başlamak, kendimizi bu konuda belli bir seviyeye getirdikten sonra da ikinci bir dilde de uzmanlaşmak gerekmektedir. Yabancı dil bilmeden de çok iyi pozisyonlara gelen kişiler olduğunu söyleyenlerinizi duyar gibiyim. Bu doğru fakat söylediğim gibi bundan 10

Neden Özel Okul?

Resim
Neden Özel Okul?   Eğitim Reformu Girişimi’nin hazırlamış olduğu raporlara göz attığımızda  kolejler  ve  özel okullar  talep eden öğrenci sayısındaki artışın boyutunu görmek mümkün. Bu artışın yanı sıra devlet okullarına olan talebin azalması, öğrencilere yönelik yapılan  özel okul teşvik  bu talebin artmasında tek neden olmadığını gösteriyor. Peki, ama tek sebep  devlet teşviği  değilse, diğer nedenler neler, veliler ve öğrenciler neden özel okullara yöneliyor? Bu soruların cevaplarını veliler ve öğrenciler açısından ayırarak görelim.   Veliler neden özel okul tercih ediyor?   Çalışan anne ve babalar, çocuklarına yeterli vakti ayıramadığı ve çocuklarının gelişimlerini olumlu etkileyecek faaliyetleri gerçekleştiremedikleri için özel okulları tercih ediyor.   Çocuklarının katı ve baskıcı olmayan bir ortamda onlara da söz verilerek eğitim almasını istiyor.   Kültürel faaliyetler, sanatsal faaliyetler ve spor faaliyetlerine yönelik etkinlikler ve çalışmalara katılmak için çocuğunun te

Çocuklarda Tırnak Yeme Alışkanlığı

Resim
Tırnak yeme davranışı genellikle içte yaşanan bir gerilimin dışa yansıması olarak kendini gösterir. Kimi zamanda çocuğun çevresindeki herhangi bir bireyi modellemesiyle ortaya çıkabilir. Bir davranış bozukluğu olarak tırnak yeme davranışı 3-4 yaşlarından sonra görülür. Tırnak yeme alışkanlığının ana neden strestir. Çocuklar için stres kaynakları çok farklı olabilir. Kardeş kıskançlığı, aşırı otoriter, titiz, mükemmeliyetçi veya baskıcı ebeveyn tutumları, ayrılık, vefat gibi çocuğu yıpratıcı süreçler strese ve dolayısıyla da tırnak yeme davranışına neden olabilir. Bunun dışında çeşitli okul veya arkadaş sorunları, ders kaynaklı sorunlar da bu davranışa neden olabilmektedir. Bütün bu sorunların neticesinde tırnağını yiyen çocuk tırnak yemeyi bir rahatlama kaynağı olarak bilinçaltına işler. Bu sebeple bu sorunla karşı karşıya olan ebeveynler öncelikle davranışa sebebiyet veren durumu saptamalıdırlar. Bunun dışında çocuğa birtakım uğraşların bulunması ve genel anlamda gergin

Çocuğa Sabır Kavramını Tanıtmak ve Öğretmek

Resim
Sabır zamanla kazanılan bir kavramdır. Çocuklara sabırlı olmayı öğretmek yetişkin bir bireyden sabırlı olmasını istemekten daha zordur. Ancak erken uysallaştırmak anne ve babanın görevidir. En iyi yol, anne – babanın, olaylar karşısında aktif sabır sergilemesi ve çocuğu buna şahit olmasına olanak vermektir. Sadece, sözcüklerle, “sabırlı ol”, dile getirmek etkili olmaz, sabırlı olmayı çocuk öğrenemez. Sabırlı olmayı çocuğa öğretirken, ebeveynin de sabırlı olmayı bilmesi ve uygulması, sabrın geciktirme değil, doğanın hızına uymak olduğunu farkında olması gerekir. Bu hıza uymayan birey, arkasından koştuklarını kaybederek cezalanmış olur. Hamile olan anne adayı, bebeğini doğurana dek dokuz ay geçmesini bekler, bu yaratılışın doğal bir kanunudur, bunun anlamı, sabretmek, uygulanması gereken doğal bir davranış türüdür.   Sabır, bekleme süreci ile öğretilir ve gün boyunca bu durumu öğretecek ve pekiştirecek fırsatlar ortaya çıkar. Yemek zamanları bunlardan biridir. Ailedeki / evdeki her b

Anne-baba-ergen Üçgeninde İletişim ve Etkili İletişim İçin Püf Noktaları

Resim
Ergenlik dönemindeki çocuğunuzla iletişim kurmak sizin için genellikle zorlayıcı olabilir. Çünkü ergenlik döneminde, ergen hayatındaki fiziksel, duygusal ve sosyal değişimleri, anne ve baba ise değişen çocuğunu anlamaya çalışmakla uğraşır. Bu süreçte, anababalar çocuklarını büyütürken değişik pek çok yanlış davranışta bulunabilirler. Çocuğa karşı gösterilen yanlış tutumlar her ailede değişkenlik gösterebilir. Psikolojik danışmanlık sürecinde genellikle, aileler bizlerden, ergenlik dönemindeki çocuklarıyla nasıl iletişim kurabilecekleri ve nasıl başarılı ebeveyn olabilecekleri ile ilgili püf noktaları, hatta deyim yerindeyse formüller isterler. Ancak danışmanlık sürecindeki gözlemlerimin gösterdiği, sorun yaşayan  ailelerin hemen hepsinde olan ortak yanlışın, “anne ve babanın birbirine karşı olan tutumu” ve “ebeveynlerin çocuğa karşı olan ortak tutarlılıkları” ile ilgili olduğudur. Bu nedenle, bu makalede öncelikle “Anne-Baba-Çocuk” arasındaki iletişim üçgeninde üzerinde durul

Ergenlik döneminde aile ergene nasıl davranmalıdır?

Resim
Çocukluk ile yetişkinlik arasındaki dönem olan ergenlik çoğunlukla hem anne-babalar hem de çocuklar için oldukça zor bir dönemdir. Ergenlik çocukların kendi kimliklerini oluşturdukları, kendilerini anne-babalarından ayırdıkları ve aile dışında önemli ilişkiler kurdukları bir dönemdir. Bu dönemde anne-babalar, sevimli, itaatkâr, kendilerine hayran küçük çocuklarının yerini alan bu huysuz, inatçı kişiyle uyumsağlamaya çalışırken “kaybettikleri” çocuk için bir çeşit “yas” duygusu yaşarlar. Ancak olan biteni anlamak ve olayları doğru şekilde değerlendirebilmek önemlidir. Ergenlik her yetişkinin geçmiş olduğu temel bir yaşam dönemidir. Kendi ergenlik yıllarınızı düşünün. İsyankarlık ediyor muydunuz? Ne tür giysilerden hoşlanıyordunuz? Dinlediğiniz müzikten anne-babanız hoşlanıyor muydu? Onlarla çatışmalar yaşıyor muydunuz? Sizi anlamadıklarını düşünüyor muydunuz? Kısacası ergenlik dönemindeki yaklaşımlarınız, deneyimleriniz ve ilişkileriniz şu anda sizin ergen çocuğunuz ile aranız

Ergenlik Döneminde Aile İlişkileri

Resim
Ergenlik dönemini en temelde çocukluktan yetişkin hayatına geçiş-değişim dönemi olarak tanımlanabilir. İnsan hayatı geçişlerden oluşur. Bebeklikten çocukluğa geçmek, ilkokula-liseye geçmek, yeni bir eve- işe geçmek, evlenmek-aile hayatına geçmek... Değişimlere uyum sağlamak alışmak genellikle zordur. Ergenlik döneminin de birçok değişimin gerçekleştiği bir süreç olduğu düşünülürse, yaşanılan zorluklar daha iyi anlaşılabilir. Ergenlik dönemindeki değişimler İnsan hayatındaki en hızlı büyüme ve gelişim dönemleri doğum öncesi, doğumdan sonraki ilk yıllar ve ergenlik dönemidir. Bir anda hızlanan ve oransız olarak ortaya çıkan büyümeye ergenin uyum sağlaması zor olabilir. Bu dönemde sakarlıklara sık rastlanabilir. Ayrıca hızla değişen fiziksel görünüm benlik algısını da etkileyebilir. Ergenlik dönemi hem fiziksel görünüş ve beden imajının çok önem kazandığı hem de hormonlardaki değişimler nedeniyle çeşitli sıkıntıların (sivilceler, kilo almak- alamamak gibi) yaşandığı bir süreçtir

Erken Yaşta Yabancı Dil Eğitimi

Resim
Dilin çok değişik tanımları vardır. Çok eski tarihlerde dil, bir mucize gibi kabul ediliyordu. Bu şaşılacak olayı açıklamak için başlıca iki düşünce vardı: İlk görüş dili, Allah'ın insana bir hediyesi olarak görülürken, diğer görüş dili, konuşulmuş, insan tarafından bulunmuş bir şey olarak kabul ediyordu. Dile ait ilk bilgiler ise çeşitli mitoslarla değişik toplumlarda görülür. Örnek verecek olursak: Çinlilerde, bir su kaplumbağası sırtındaki çizgili şekillerde yazının sırrını taşıyarak imparatorun önüne gelip yazıyı öğretmiştir. Babillilerde, yarı balık yarı insan bir deniz canavarı sudan karaya çıkarak kendilerine yazıyı öğretmiştir. Dilin daha ortaya çıkışında bir karışıklık olduğu için çok çeşitli tanımlara da sahiptir. Dilin tanımı yapılırken de belli başlı üç temel işleve oturtulur: -            İletişim kurma. -            Bilgi aktarma. -            Düşünceyi geliştirme. Hiç kuşkusuz dilin en karakteristik yanı, onun toplumsallığıdır. Genel olarak dilin g