YABANCI DİLİN ÖNEMİ

YABANCI DİL ÖĞRENMENİN ÖNEMİ VE FAYDALARI
Her dilin kendine ait ritim ve ruha sahip farklı elementleri ve aynı zamanda kendi içinde tanıdığı kültürel öğeleri vardır. Kısacası, her dil bir zenginliktir.
Bundan 10 sene öncesine kadar İngilizce veya herhangi bir dili akıcı bir şekilde konuşabilmek bir zenginlik sayılırken günümüzde görüyoruz ki özellikle İngilizce bilmek Türkçe bilmek gibi doğal bir şey olarak algılanmaktadır ve ikinci hatta 3. diller tercih sebebi olarak gösterilmektedir. Bu diğer diller de şirketlerin iş yaptığı ülkelere veya bulunduğu sektöre göre belirlenmektedir. Bu da demek oluyor ki iş hayatında başarılı olabilmek ve yüksek kariyer hedeflerine ulaşabilmek için mutlaka erken yaşlarda İngilizce eğitimine başlamak, kendimizi bu konuda belli bir seviyeye getirdikten sonra da ikinci bir dilde de uzmanlaşmak gerekmektedir.
Yabancı dil bilmeden de çok iyi pozisyonlara gelen kişiler olduğunu söyleyenlerinizi duyar gibiyim. Bu doğru fakat söylediğim gibi bundan 10 sene öncesine kadar dil bilme konusuyla ilgili şuan ki gibi bir algı yoktu ve insanların yabancı dil bilmelerine bu kadar da gerek yoktu. Şimdi ise çalıştıkları yerlerde belli süre sonunda iyi pozisyonlara gelen çoğu kişinin sırf yabancı dil bilmediklerinden dolayı terfi alamadıklarını sıkça duyar olduk. Son dönemlerde Türkiye’de çoğu şirketin yabancı firmalar tarafından satın alınması veya ortaklıklar kurulmasından dolayı üst yönetimlerde yabancı çalışanlar olduklarını ve bunlarla anlaşabilmek için son zamanlarda İngilizcesini geliştirmek veya öğrenmek için çabalayan birçok Türk yönetici olduğunu da gözlemliyoruz.
 Dünya değişmekte ve globalleşen ekonomide artık eskisi gibi sınırlar kalmadı, hele de internetin bu denli yaygınlaşması sonrası şirketlerin iş yapış şekilleri tamamen değişti. Bu yeni yüzyılda sadece bilgi birikimi ve deneyim yeterli olmamakta, aynı zamanda en az bir yabancı dili çok iyi derecede bilmek gerekmektedir. “Peki, hangi dili ve ne kadar öğrenmek lazım?” gibi sorular sürekli soruluyor. Günümüz dünyasında İngilizcenin uluslararası bir dil haline geldiğini ve dünyanın her yerinde geçerli olduğunu görüyoruz. İnternet üzerindeki web sayfalarının %80’inden fazlasının içeriğinin İngilizce olması zaten hepimize bir ipucu veriyor. Eğer İngilizcem var ve ikinci dile karar veremedim diyorsanız yaptığınız meslek, aldığınız eğitim, içinde bulunduğunuz sektör veya ilgileriniz bu konuda belirleyici olacaktır. Eğer inşaat işleriyle uğraşıyorsanız Rusça, Latin Amerika ülkeleriyle ilgili bir işle uğraşıyorsanız İspanyolca, ticaretle uğraşıyorsanız Çince ön plana çıkacaktır. Arapça, Japonca, Fransızca gibi diller de her zaman gözde ve bilinmesi gereken dillerden olmuştur. Sektörel gelişmeler, yeni yatırımlar, dışa dönük işlerin kurulmasından ve geliştirilmesinden dolayı bu dilleri bilen nitelikli personellere talep giderek artmaktadır.  Bugünün çocuk ve gençleri gelecekte bu dilleri daha sık kullanma ihtiyacında olacaklardır. Dolayısıyla erken yaşta ne kadar çok dil becerisi kazanırlarsa ileride iş ve sosyal hayatlarında o kadar rahat edecekleri bir gerçektir.
Yabancı dili ne kadar öğrenmemiz gerektiği konusu ise yapılan işin gerekliliğine göre değişmektedir. Öncelikle kişilerin ihtiyaçlarını doğru tespit etmeleri gerekmektedir. Örneğin son zamanlarda TOEFL veya IELTS gibi uluslararası geçerliliği olan sınavlara girmek isteyenlerin arttığını görmekteyiz. Yurtdışında akademik eğitim almak isteyenler, belirli uluslar arası şirketlere girmek isteyenler, işyerinde bu belgelerden dolayı maaş zammı alacak olanların bu sınavlara ya da Türkiye’deki Yabancı Dil Sınavına (YDS) girmeleri gerekmektedir. Konuşulanı anlıyorum ama konuşamıyorum diyen kişilerin ise bu noktada ilgi alanlarıyla ilgili yabancı kelime ve terimlere yoğunlaşmaları faydalı olacaktır. Örneğin doktor olacak bir kişinin ekonomik terimleri öğrenmesine gerek olmadığı gibi ticaret ile uğraşacak birisinin de tıpla ilgili yabancı terimleri bilmesine gerek yoktur.   
Yabancı dil en iyi konuşulduğu ülkede öğrenilir. Çünkü dil öğrenmek süreklilik ve tekrar gerektirir. Yabancı dil bilmek demek sadece o dilin gramer yapısını teorik olarak bilmek anlamına gelmez. Yabancı dil bilmek, o dili konuşanları tam anlamıyla anlayabilmek ve duyduklarımızı doğru bir şekilde telaffuz edebilmektir. Gramer için temellerimizi burada atmaya başlamalı ve yurtdışına gittiğimizde de o dili bütün kuralları ve doğru telaffuzuyla kalıcı olarak öğrenmeliyiz. Yurtdışında bulunduğumuz süre içinde biraz da sıkı çalışarak çok kısa bir sürede iyi düzeyde dil öğrenebilmek göründüğünden daha da kolaydır.
Ayrıca, öğreneceğimiz dilin konuşulduğu ülkede, hayatın içine girmek ve oranın bir parçası olmak kesinlikle öğrenme süresini kısaltacaktır. Öğrenciler yurtdışında dil kursuna giderek onlarca farklı öğretmenden dil öğrenecekler ve dersleri henüz okula varmadan havaalanında başlayacaktır.  Öğretmenleriniz, havaalanındaki görevli, sizi karşılayan okul yetkilisi, alışverişe gittiğiniz marketteki kasiyer, adres sorduğunuz birisi, otobüs bileti aldığınız gişe memuru, otobüs şoförü, yanında konakladığınız aile ya da ev arkadaşı ve daha onlarcası olacaktır. Pratiğinizi ilerletmek ve akıcı bir şekilde konuşabilmek için sınırsız sayıda öğretmen sizin hizmetinizde olacaktır.
Yabancı dilin sürekli olarak kullanılmadığı taktirde çok rahat bir şekilde unutulmasından dolayı ömür boyu tekrar gerektirdiği unutulmamalıdır. Bu anlamda internet üzerinden yabancı makale ve yazıları okumak, yabancı dizi ve filmleri altyazısız izlemek, yabancı arkadaşlar edinip bolca konuşmak ve eğer bütçeniz varsa yurtdışına gidip herkesin yabancı olduğu bir ülkede ilgili dili konuşma ve anlama zorunluluğunda kalmak yabancı dili unutmamak hatta ilerletmek için yararlı olacaktır.
http://www.tba-antalya.com/haberler/yabanci-dilin-onemi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda İnce Motor Beceri Gelişimi: Makas Kullanımı ve Makas Etkinlikleri

Çocuklara Telefon Numaralarını Öğretmek için Etkinlikler

Çocuklarda Vurma Davranışı: Çocuklar Neden Vurur?