Uzman Görüşü: Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun 3 temel belirtisi vardır. Aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve dikkatte eksiklik. Aşırı hareketliliği olan çocuklar, sakince oynamakta güçlük çekerler, oturdukları yerde duramaz, sağa sola koştururlar, eşyalara tırmanırlar. Kısacası sürekli hareket halindedirler. Dürtüselliği yoğun olan çocuklar, dürtülerini kontrol etmekte güçlük çekerler. Sırasını bekleyemezler, istediği her şey o an olsun isterler, sabretmek onlar için çok zordur. Dikkat eksikliğinde ise, çocuk dikkatini belirli bir işe ya da oyuna vermekte zorluk çeker, dikkati çok kolay dağılır. Başladığı işi, oyunu çoğu zaman bitirmede sıkıntı yaşar. Kendisiyle konuşurken dinlemiyormuş gibi görünür. Zihinsel aktiviteleri yapmaktan kaçınabilir çünkü yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmak onun için zorlayıcıdır.
Bu 3 belirti ayrı ayrı tek başına olabileceği gibi hepsi bir arada da olabilmektedir. Çoğu zaman dikkat eksikliğine, hiperaktivite ve dürtüsellikte eşlik eder. İşte bu şekilde üçü bir arada olduğunda dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden bahsedebiliriz.
Şimdi buraya kadar yazdıklarım internette bir araştırma yaptığınızda bulabileceğiniz şeyler. Hatta tek tek bu bozukluğun semptomlarını okuduğunuzda 3-4 yaşındaki çocuğunuzla ilgili kaygılanabilirsiniz. Benim size asıl anlatmak istediklerim bu noktada başlıyor.
1. Okul öncesi dönemde olan bir çocuk için biraz önce bahsettiklerimin çoğu yaş dönemi gelişim özellikleri olabilir. Örneğin 4 yaşında bir çocuk çok hareketli olup masa başında yapılan zihinsel aktivitelerden henüz hoşlanmıyor olabilir. Hala daha hareketli oyunları tercih ediyor olabilir. Bu son derece normal bir durumdur. Ya da 3 yaşında bir çocuk için sırasını beklemek ve sabretmek hala zorlayıcı olabilir. Çünkü henüz bunları yeni yeni öğrenmesini beklediğimiz bir yaştadır. Bu yüzden bir çocuğun özelliklerini değerlendirirken, çocuğun yaşına ve yaş dönemi özelliklerine çok dikkat edilmelidir.
2. Çocukluk döneminde, hele ki okul öncesi dönemde çocuğa herhangi bir bozukluk teşhisi konamaz. Çünkü çocukta henüz tam bir kişilik yapılanması söz konusu değildir.
3. Eskiden hareketli veya yaramaz olarak adlandırılan çocuklar günümüzde hiperaktif damgası yemektedir. Çocuk zaten doğası gereği çok hareketlidir. Bunu hiperaktiviteyle karıştırmamak gerekir.
4. Çocuk için en fazla dikkat eksikliği ve hiperaktivite özellikleri gösteriyor diyebiliriz. Bunu diyebilmemiz için de biraz önce bahsettiğim özelliklerin ya da semptomların çocukta yoğun bir şekilde gözlemlenirken, hayatındaki işlevselliğini ciddi anlamda olumsuz yönde etkileyecek düzeyde olması gerekir. Örneğin ilkokuldaki bir çocuk derslerinde ciddi bir zorluk yaşıyorsa, okuma yazmayı bir türlü öğrenemiyorsa ya da aşırı hareketli olarak bahsettiğiniz çocuk bir odanın içine girdiğinde, her seferinde odanın içinde kasırga çıkmış gibi bir durum oluyorsa bu özelliklerden bahsedebiliriz.
5. Böyle bir durumda öncelikli olarak bir çocuk psikoloğuna gitmeniz gerekir. Eğer şüphelerinizde haklıysanız, psikolog çocuğunuz için yaşına göre psikoterapi ya da oyun terapisi sürecini önerecektir. Bu süreçte çocuğunuzun ilaç desteğine ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa, sizi ek olarak bir psikiyatriste de yönlendirip bu konuda onun görüşünü almanızı isteyecektir.
6. Çocukta hiperaktivite ve dikkat eksikliği özelliklerinin gözükmesi demek ileride bu bozukluğa sahip olacak anlamına gelmiyor. Çünkü çocuk kişilik yapılanması konusunda henüz yolun çok başındadır ve kimse bu konuda net bir şey söyleyemez.
7. Aslında dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik hepsi başlı başına birer semptom olup, çoğu zaman tüm bunların temelinde başka bir problem yatmaktadır. Çoğu kez gördüğümüz şeyin altında yatan sebep depresyondur. Bu durum maalesef en çok gözden kaçırılan şeylerden biridir.
8. Çocuktaki depresyonu, yetişkindeki gibi düşünmeyin. Biz ne kadar içimize kapanır, halsizleşir, suskunlaşırsak, çocuk ise depresyondayken çoğu zaman tam tersi aşırı hareketlilik, aşırı konuşma, normalin de çok üzerinde bir enerji gösterebilir.
9. Ya da aslında depresyonda olan bir çocuğun zihninde herhangi bir problem olmamasına rağmen, içsel olarak yaşadığı çökkünlük yüzünden çocuk zihinsel olarak ketlenebilir ve normalde gösterebileceği performansını gösteremeyebilir.
10. Bu durumda çocuğa bu konuda yardım etmek yerine, böyle bir teşhis konup yalnızca ilaçla tedavi etmeye çalışmak çoğu zaman boşa kürek çekmek anlamına gelmektedir. Çünkü asıl altta yatan problem hala oradadır.
11. Yapılan birçok araştırmada psikolojik rahatsızlıklarda ilacın tek başına tedavi edici bir özelliğinin olmadığı ortaya çıkmıştır.
12. Asıl iyileştirici olan psikoterapidir. Küçük çocuklarda ise psikoterapinin yerini oyun terapisi alır.
13. İlaç ise bazı durumlarda, ek destek olarak, çocuğun tedavi süresini daha rahat geçirmesi, hayattaki işlevselliğini koruyabilmesi, yaşıtlarından geri kalmaması adına kullanılmaktadır.
14. İlaç tedavisine ancak bir psikiyatrist karar verebilir.
Sonuç olarak çocuklarımızı etiketlemeden önce yaş dönemi özelliklerini iyice öğrenmemizi önemli buluyorum. Fakat ebeveyn olarak farklı bir durum olduğundan şüpheleniyorsanız kesinlikle bir uzmana danışmanız iyi olacaktır.
Uzm. Psk. Melis Özmen-
Bu 3 belirti ayrı ayrı tek başına olabileceği gibi hepsi bir arada da olabilmektedir. Çoğu zaman dikkat eksikliğine, hiperaktivite ve dürtüsellikte eşlik eder. İşte bu şekilde üçü bir arada olduğunda dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden bahsedebiliriz.
Şimdi buraya kadar yazdıklarım internette bir araştırma yaptığınızda bulabileceğiniz şeyler. Hatta tek tek bu bozukluğun semptomlarını okuduğunuzda 3-4 yaşındaki çocuğunuzla ilgili kaygılanabilirsiniz. Benim size asıl anlatmak istediklerim bu noktada başlıyor.
1. Okul öncesi dönemde olan bir çocuk için biraz önce bahsettiklerimin çoğu yaş dönemi gelişim özellikleri olabilir. Örneğin 4 yaşında bir çocuk çok hareketli olup masa başında yapılan zihinsel aktivitelerden henüz hoşlanmıyor olabilir. Hala daha hareketli oyunları tercih ediyor olabilir. Bu son derece normal bir durumdur. Ya da 3 yaşında bir çocuk için sırasını beklemek ve sabretmek hala zorlayıcı olabilir. Çünkü henüz bunları yeni yeni öğrenmesini beklediğimiz bir yaştadır. Bu yüzden bir çocuğun özelliklerini değerlendirirken, çocuğun yaşına ve yaş dönemi özelliklerine çok dikkat edilmelidir.
2. Çocukluk döneminde, hele ki okul öncesi dönemde çocuğa herhangi bir bozukluk teşhisi konamaz. Çünkü çocukta henüz tam bir kişilik yapılanması söz konusu değildir.
3. Eskiden hareketli veya yaramaz olarak adlandırılan çocuklar günümüzde hiperaktif damgası yemektedir. Çocuk zaten doğası gereği çok hareketlidir. Bunu hiperaktiviteyle karıştırmamak gerekir.
4. Çocuk için en fazla dikkat eksikliği ve hiperaktivite özellikleri gösteriyor diyebiliriz. Bunu diyebilmemiz için de biraz önce bahsettiğim özelliklerin ya da semptomların çocukta yoğun bir şekilde gözlemlenirken, hayatındaki işlevselliğini ciddi anlamda olumsuz yönde etkileyecek düzeyde olması gerekir. Örneğin ilkokuldaki bir çocuk derslerinde ciddi bir zorluk yaşıyorsa, okuma yazmayı bir türlü öğrenemiyorsa ya da aşırı hareketli olarak bahsettiğiniz çocuk bir odanın içine girdiğinde, her seferinde odanın içinde kasırga çıkmış gibi bir durum oluyorsa bu özelliklerden bahsedebiliriz.
5. Böyle bir durumda öncelikli olarak bir çocuk psikoloğuna gitmeniz gerekir. Eğer şüphelerinizde haklıysanız, psikolog çocuğunuz için yaşına göre psikoterapi ya da oyun terapisi sürecini önerecektir. Bu süreçte çocuğunuzun ilaç desteğine ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa, sizi ek olarak bir psikiyatriste de yönlendirip bu konuda onun görüşünü almanızı isteyecektir.
6. Çocukta hiperaktivite ve dikkat eksikliği özelliklerinin gözükmesi demek ileride bu bozukluğa sahip olacak anlamına gelmiyor. Çünkü çocuk kişilik yapılanması konusunda henüz yolun çok başındadır ve kimse bu konuda net bir şey söyleyemez.
7. Aslında dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik hepsi başlı başına birer semptom olup, çoğu zaman tüm bunların temelinde başka bir problem yatmaktadır. Çoğu kez gördüğümüz şeyin altında yatan sebep depresyondur. Bu durum maalesef en çok gözden kaçırılan şeylerden biridir.
8. Çocuktaki depresyonu, yetişkindeki gibi düşünmeyin. Biz ne kadar içimize kapanır, halsizleşir, suskunlaşırsak, çocuk ise depresyondayken çoğu zaman tam tersi aşırı hareketlilik, aşırı konuşma, normalin de çok üzerinde bir enerji gösterebilir.
9. Ya da aslında depresyonda olan bir çocuğun zihninde herhangi bir problem olmamasına rağmen, içsel olarak yaşadığı çökkünlük yüzünden çocuk zihinsel olarak ketlenebilir ve normalde gösterebileceği performansını gösteremeyebilir.
10. Bu durumda çocuğa bu konuda yardım etmek yerine, böyle bir teşhis konup yalnızca ilaçla tedavi etmeye çalışmak çoğu zaman boşa kürek çekmek anlamına gelmektedir. Çünkü asıl altta yatan problem hala oradadır.
11. Yapılan birçok araştırmada psikolojik rahatsızlıklarda ilacın tek başına tedavi edici bir özelliğinin olmadığı ortaya çıkmıştır.
12. Asıl iyileştirici olan psikoterapidir. Küçük çocuklarda ise psikoterapinin yerini oyun terapisi alır.
13. İlaç ise bazı durumlarda, ek destek olarak, çocuğun tedavi süresini daha rahat geçirmesi, hayattaki işlevselliğini koruyabilmesi, yaşıtlarından geri kalmaması adına kullanılmaktadır.
14. İlaç tedavisine ancak bir psikiyatrist karar verebilir.
Sonuç olarak çocuklarımızı etiketlemeden önce yaş dönemi özelliklerini iyice öğrenmemizi önemli buluyorum. Fakat ebeveyn olarak farklı bir durum olduğundan şüpheleniyorsanız kesinlikle bir uzmana danışmanız iyi olacaktır.
Uzm. Psk. Melis Özmen-
kaynak:https://www.pakolino.com/uzman-gorusu-cocuklarda-dikkat-eksikligi-ve-hiperaktivite
Yorumlar
Yorum Gönder